Konteyner tabanlı mimariler, uygulamaları daha hızlı dağıtma ve ölçeklendirme avantajı sunarken, aynı zamanda karmaşık güvenlik gereksinimlerini de beraberinde getirir. Konteyner güvenliği için ilk adım, imaj yönetimini sağlam temeller üzerine kurmaktır. Docker Hub veya özel container registry’lerde kullanılan imajların yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan çekilmesi, imaj imzası doğrulama (image signing) ve sürekli olarak güncellenen zafiyet taramaları (vulnerability scanning) ile desteklenmelidir. Böylece, yazılım geliştirme sürecinin her aşamasında ortaya çıkabilecek güvenlik açıkları erkenden tespit edilerek kapatılabilir.
Kubernetes kümelerinde yetkilendirme katmanını güçlendirmek için Role-Based Access Control (RBAC) yapılandırmaları kritik rol oynar. Her hizmet hesabının ve kullanıcının yalnızca ihtiyaç duyduğu izinlere sahip olması ilkesi (least privilege) benimsenmeli; aşırı yetkilendirme önlenmelidir. RBAC politikaları tanımlanırken “view”, “edit” ve “admin” rollerinin dikkatli bir şekilde ayrıştırılması, yanlışlıkla veya kötü niyetli komutların kümeye müdahale etmesini engeller. Ek olarak, PodSecurityPolicies veya Kubernetes’in yerleşik Pod Security Admission denetimi kullanılarak kapsayıcıların çalışma zamanı davranışları sınırlandırılmalı, CAPABILITY eklemeleri ve hostPath mount’ları gibi riskli işlemler engellenmelidir.
Ağ segmentasyonu, Kubernetes NetworkPolicy kaynakları aracılığıyla kolayca hayata geçirilebilir. Farklı mikroservisler ve namespace’ler arasında yalnızca belirli protokollere ve portlara izin veren kurallar tanımlanarak “east-west” trafiğinin kontrolü sağlanır. Böylece, saldırganların bir pod’dan diğerine yayılımı (lateral movement) büyük ölçüde kısıtlanır. Ayrıca, network policy’ler clustering içindeki dış dünyayla ilişkili trafiği de şekillendirerek yük dengeleyici (ingress/egress) trafiğini izole edebilir.
Gizli anahtarlar ve parola yönetimi ise Kubernetes’in en hassas noktalarından biridir. Secrets kaynaklarının etcd içinde şifreli depolanması, disk şifreleme (encryption at rest) ve RBAC ile kombine edilmiş erişim kontrolleri, gizli verilerin korunmasını sağlar. Bunun yanında, HashiCorp Vault veya AWS Secrets Manager gibi merkezi yönetilen secret yönetimi çözümleri kullanarak, Kubernetes dışı rota üzerinden dinamik ve süreli erişim anahtarları oluşturmak mümkündür. Son olarak, runtime güvenliği için Falco veya Cloud Native Application Protection Platform (CNAPP) araçları ile anomali tespiti ve uyumluluk denetimleri gerçekleştirilerek konteyner ortamları sürekli olarak izlenmeli ve tehditler proaktif şekilde önlenmelidir.